Şimdiye kadar cami derneklerimizden bizlere iletilen sorulara cevapları bu bölümde bulacaksınız.
Sığınma başvurusu nereye yapılır?
Mülteci olarak Almanya’ya gelenler merkezi Nürnberg’de bulunan Federal Mülteci ve Göç Dairesi’ne (BAMF) başvurularını yapmak zorundadırlar. Federal Daire, başvuruyu incelemeden önce, hangi resmi kurumun bu başvurunun tarafı olduğunu inceler.
Federal çapta başvuruları değerlendirmekle sorumlu 20 resmi şube bulunmaktadır. Her eyalette en az bir başvuru bürosu bulunmaktadır. Almanya’ya gelen mülteci, „ilk kabul (ve sığınma)“ merkezine (Aufnahmeeinrichtung) gider. Burada sığıma başvurusu kabul edilerek kimlik bilgileri alınır ve kendisine geçici bir oturma izni verilir.
Mültecilerin yerleştirilmesinden kim sorumludur?
Kanunlar, mültecilerin barınma yurtlarında veya kamplarda ikametini ön görmektedir. Ancak eyaletler takdir haklarını kullanarak özel ikametgâhlarda da barınmalarına karar verebilirler. Bir anda kabul merkezlerine çok sayıda mültecinin akın etmesi nedeniyle pek çok eyalet bu hakkı kullanmaktadır.
Cami derneği başvuru yardımında bulunabilir mi?
Sığınmacı işlemlerini belirleyen kanunda yapılan son değişiklikler kapsamında (Asylverfahrensgesetz, Asylgesetz şeklinde değiştirildi), sığınma yurtlarında kalanlar için başvuruların daha hızlı sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır. Buna göre ilk sığınma ve kabul merkezlerinde en fazla 6 ay kalınabilecektir. Sığıma başvuruları ret edilenlerin doğrudan bu barınaklardan ülkelerine geri gönderilmeleri kararlaştırılmıştır. Başvuru işlemleri bu barınaklarda gerçekleştirildiğinden cami derneklerimizin başvuru konusunda yardım yapması mümkün görünmemektedir.
Mülteciler çalışabilirler mi?
Sığıma kanununun 61 maddesi, 1. fıkrası gereğince, ilk başvuru ve barınma merkezlerinde kalan mülteciler çalışamazlar. Ancak 3 ay sonra kendilerine çalışma imkânı tanınır. Bunun için İş ve İşçi Bulma Kurumu olarak bilinen iş ajansının onaylaması veya hukuki düzenlemelerin buna imkân tanıması gerekir. Bu durumda sığınma yasasının 61. maddesi 2. fıkrası uyarınca çalışmaya izin verilmiştir.
Mültecilere finansal destek alıyorlar mı?
Yalnız yaşayan ve sığınma başvurusunu yapmış bir kişi ilgili yasanın (AsylbLG) 3. maddesi 1. fıkrası, 1. bendi uyarınca kaldığı yurtta ayda 143 Euro harçlık alır. Yurt bu miktarı nakit olarak öder. Yeni sığınma paketi kapsamında nakit ödemelerden ziyade ayni yardımlar öngörülmektedir. Bu ayni yardımlar, alış veriş kuponları veya belirli dükkanlardan belirli malzemelerin satın alınabileceği çip kartları şeklindedir. Bazı eyaletlerde mültecilere, hazır gıda malzemeleri veya hijyen kartonları verilmektedir. Yurtlar dışında ikamet ettirilen mültecilere ise AsylbLG kanununun 3. maddesi, 2. fıkrası, 2. bendi uyarınca ayda 216 Euro ödenmektedir.
Tedavi masraflarını kimler üstlenmektedir?
5. Sosyal Kanun Kitabı 264. maddesi, 2. fıkrası uyarınca hastalık kasaları, mültecilerin hastalık masraflarını üstlenmek zorundadırlar. Hamburg, elektronik AOK sağlık kartı dağıtan ilk eyalet olmuştur. Sağlık sigorta kartı uygulaması eyaletlere bırakılmıştır.
Hastalık kasaları her tedaviyi öder mi?
AsylbG. Kanununun 4. maddesi, 1. fıkrası uyarınca akut ve ağrılı hastalıkların tedavisinin üstlenilmesi zorunludur. Psikoterapi gibi daha derinlemesine tedavi yöntemleri travma yaşamış mülteciler için her zaman mümkün değildir. Hamilerde ise aynı kanunun 4. maddesi, 2. fıkrası gereğince detaylı bir bakım imkânı mevcuttur.
Mülteci camide yaralanırsa ne olur?
Diğer cemaat üyelerinde olduğu gibi, bir ziyaretçinin (mültecinin) cami ziyareti sırasında bir şekilde yaralanması halinde, eğer cami güvenlik tedbirleri almamışsa, bundan sorumludur. Bu nedenle her caminin zaten bir mesuliyet (Haftpflicht) sigortası olmalıdır.
Her cami üyesi bir mülteci kampını ziyaret edebilir mi?
Elbette camiler de mülteci kampını ziyaret edebilirler. Ancak çok sayıda mülteci bulunması nedeniyle zaten kamplar yeterince dolu olduğundan, yurt veya kamp müdürü ile önceden görüşülmesi doğru olur. Mültecilerin özel hayatlarının da koruma altında olması gerektiğinden, bazı durumlarda idareler bu tür ziyaretleri yasaklayabilirler. Zira bu konuda ev sahibinin hakları belirleyicidir.
Cemiyetler mültecilere yemek verebilirler mi?
Camilerimiz belirli günlerde ve belirli nedenlerle herkese seve seve yemek vermektedirler. Mülteciler de camilerimizde seve seve ağırlanmaktadırlar. Ancak bir cemiyet yemek pişirerek bir mülteci kampına götürmek istediğinde ilgili kamp idaresi ile bunu önceden istişare etmelidir. Zira bu kurumlar, yemeklerin temiz, taze ve hastalıklara neden olan her türlü etkenden uzak olduklarından emin olmak zorundadırlar. Buna rağmen ilgili idareci, bu talebi ret edebilir. Helal yemek verilmesini gözetlemek ve buna imkân tanımak üzere yöneticilerle konuşulması ve onların bu konuda bilgilendirilmeleri ise önem arz etmektedir. Et vs. gibi helal gıdaların nereden temin edilebileceği konusunda kamp idareleri aydınlatılmalıdır.
İbadet için hangi malzemelere ihtiyaç duyulmaktadır?
Müslüman mülteciler seccade, Kur’an ve başörtüsü gibi ihtiyaçlarını camilerimizden talep etmektedirler. Bir dini kuruluş olarak bu beklentilere elbette karşılık veriyoruz. İhtiyaç duyan mülteciler bulundukları şehirde camilerimize başvurduklarında cemaat organize olmaktadır. Ancak büyük miktarlarda ihtiyaç olması ve kampta bu ihtiyaca göre dağıtım yapılabilmesi için yurt idaresi ile görüşmeyi tavsiye ediyoruz.
Çocuğun selameti tehlikeye girdiğinde ne yapılır?
Mülteci bir çocuğun selameti birlikte kaldıkları diğer yetişkin aile fertleri tarafından tehlikeye sokuluyorsa, bu durumda yurdun görevlisi veya yardımcı kişiler Gençlik Dairesi (Jugendamt) ile irtibata geçerler. 8. Sosyal Kanun Kitabı’nın 8.a maddesi oldukça açıktır. Bu durumda çocuğun velisinin oturma hakkı olup olmadığına bakılmaz.
Bu durumda çocuk himaye altına alınabilir mi?
Gençlik Dairesi çocuk selametinin tehlike altına girdiğine dair şüphe oluşursa, duruma el koymak zorundadır. Akut bir tehlike olduğu tespit edildiğinde aynı kanunun 42. maddesi uyarınca çocuğun himaye altına alınması zorunlu olur. Aynı durum, çocuk himaye altına alınmak istediğinde veya çocuk veya genç yanında velisi olmadan ülkeye giriş yapmışsa ve Almanya’da ona bakabilecek bir yakını yoksa da geçerlidir.
Bir mülteci kaldığı şehri değiştirebilir mi?
Mülteci kişi, yani sığınma başvurusu yapan kişi geçici bir oturum alır. Bu oturum AsylG. Kanununun 55. maddesi, 1. fıkrasına göre verilir ve 56. madde, 1. fıkra uyarınca mekân olarak kampın bulunduğu yerde yabancılar dairesinin bağlı olduğu valilik alanına göre sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırma, 3 aylık bir ikametten sonra kalkar. Hukuki durumun iyileştirmesine bağlı olarak 3 aylık süre sonrası federal çapta gezme ve yaşama hürriyeti doğar. 2015 yılına kadar geçerli olan ikamet sınırlaması kaldırılmıştır.
Mülteci statüsünün belirlenmesi ne kadar sürer?
Başvuru sonrası Federal Mülteciler ve Göç Dairesi başvuru sahibini ifade vermeye çağırır. Burada başvuru sahibi sığınma ve kaçma gerekçelerini anlatır. Bu görüşmeye dayanılarak, kişiye sığınma hakkı verilip verilmeyeceği kararlaştırılır. Yeni personel istihdamına rağmen bu kararın sonuçlandırılması 1 ay ila 12 aya arasında bir zaman alabilmektedir.
Mülteci ne zaman ve hangi süre için oturum alır?
Cenevre Mülteci Sözleşmesi uyarınca sığınma başvurusu kabul edilmesi halinde, sığınma başvurusunda bulunan mülteci eski yabancılar yasasının 25. maddesi. fıkrası 1.1. bendine göre 3 yıllık oturum izni alır.
Sığınma başvurusu red edilirse ne olur? Bu ne kadar zaman alır?
Başvurunun reddi halinde mülteci, AsylG kanunu 74. maddesi, 1. fıkrası uyarınca İdari Mahkeme’de iki hafta içinde dava açmak zorundadır. Şu an davaların çokluğu nedeniyle mahkemelerin karar vermesi yaklaşık 9 ay sürmektedir. Bu durumda karar verilmesi duruma göre 2 yıl sürebilir.
Mültecilerin hangi hakları vardır?
Mülteci olarak statü netleştikten sonra mültecinin geldiği ülke dışında bütün ülkelere seyahat edebileceği bir pasaport çıkarma hakkı doğar. İş piyasası da kendilerine açılır. Bunun için özel bir çalışma müsaadesine ihtiyaç yoktur. Alman vatandaşları ile eşit bir şekilde Hartz IV, SGB XII, Çocuk ve Aile Bakım parası, kira yardımı, eğitim yardımı (BAföG) gibi sosyal destek ve yardımlardan faydalanma haklarına sahip olurlar. Ayrıca uyum kurslarına katılabilirler.
Üç yıl oturma izni aldıktan sonra ise ikamet kanununun 26. maddesi, 3. fıkrasına uygun oturma hakkı elde edebilirler. Ancak bunun için her an korunma statüsünün elinden alınabileceği kaydı bulunmamalıdır. Oturma hakkını elde edebilmek için ise sosyal yardım almama, yeterli büyüklükte evde oturma gibi şartlarla sınırlandırılmadıkları için oldukça iyi bir statüye ulaşabilirler. Cenevre Mülteci Sözleşmesi, mültecilere aile birleşimi hakkı da tanımaktadır.